Nefislerimizi imtihan edip sınadığımız on bir ayın sultanı Ramazan ayına kavuşmanın mutluluğu içerisindeyiz.
Hep birlikte idrak edeceğimiz Ramazan günlerinin manevi iklimini, yaşanan büyük deprem yıkımının yaralarını sarmak için bir fırsat olarak görmeliyiz. Yakın zamanda hepimizi tarifsiz bir hüzne boğan deprem afetinin izlerini silmek ve deprem bölgelerindeki kardeşlerimizin yükünü paylaşmak için depremin ilk gününden itibaren şahit olduğumuz yardımlaşma ve dayanışma ruhumuzu arttırarak sürdürmeliyiz.
Her ne kadar son 2 Ramazan koronavirüs gölgesinde kaldıysa da, bu mübarek ay birliğimizi, beraberliğimizi ve bağlarımızı güçlendirmek, tekrar kurmak için bir fırsattır.
Fakat bahsettiğim birlik ve beraberliği sadece Ramazan ayı için güçlendirmek bize fayda sağlamaz. Devam ettirebilmek gerekir. Esas yapmamız gereken her zaman doğru ve sevap kazandıran davranışlar içerisinde bulunmak ve bu şekilde yaşama çabası içerisinde olmaktır. Dinimizi, inancımızı her günümüzde yaşamak, yaşatmak durumundayız. Dolayısıyla Ramazan bitince de sevap kazanma isteği etmeli. Çevremizdeki bütün insanların bu mübarek ayı mutlu bir şekilde geçirmelerine vesile olmalıyız.
Ramazan ayını yalnızca oruç tutarak doğru bir şekilde geçirdiğimizi sanmamalıyız. Bu rahmeti, bereketi bol olan ayda nefsimizi terbiye etmeli, dilimizi ve davranışlarımızı da terbiye altına almalıyız. Oruç tutan bir müslüman Ramazan Ayında kullandığı dili özen göstermeli ve kötü davranışlarını alıkoymalı, onları doğru bir yaşam için terk etmelidir. Ramazan ayının maneviyatını her yönü ile yaşamak, yaşatmak lazım. Kötülüklerden ve yanlışlardan arınmalıyız. Kul hakkı, haram, fitne, israftan kaçınmalıyız.
Mübarek Ramazan ayınızın sevaplarla, iyilik ve güzelliklerle mutlu bir şekilde geçmesini temenni ediyorum. İnşallah bereket iftar sofralarınızdan eksik olmasın ve orucunuz, dualarınız kabul olsun