21.10.1982 tarihinde Edirne İl Halk Kütüphanesi Müdürlüğü gezici kütüphane memurluğunda göreve başlayarak Türk Kütüphanecilik mesleğiyle tanıştım. Müdürlüğe ait bir minibüs ile Edirne merkez köyleri ve semtlerine belirlenen program doğrultusunda kitap götürüyor, okuyucuları üye yaparak 15 gün süreyle ödünç kitap veriyorduk. Mesleğimi çok sevmiştim. Çocuklarla, eğitimcilerle ve köy halkıyla birlikte oluyor, onların kültür yaşamlarına dokunuyordum. İl Halk Kütüphanesi’nin müdiresi Sayın Özlem Ağırgan idi. Güzel bir çalışma ortamımız vardı. Saygı ve sevgi içinde çalışmalarımızı yürütüyorduk. Memuriyetimin ilk yıllarında Halil Arcan, Nimet Hınçal, Emel Giyim, Gülnaz Gemicioğlu, Nermin Paprat, Kudret Baykal, Erkut Güngör, Müşerref Çardaktan, Ümmühan Vardar ve Nezahat Özkündilli ile birlikte çalıştım. Eski kütüphane müdürü rahmetli Latif Bağmen’de kütüphaneyi sık sık ziyarete gelirdi. Yine rahmetli Hamdi Kayışbudak da araştırmacıların Osmanlıca belgelerini okumak için kütüphaneye gelirdi. -Araştırmacıların Osmanlıca belgelerini okurdu ama kitap yayınlandığında kitabı yayınlayan kişi Hamdi Kayışbudak’dan hiç bahsetmez ve kendisi de buna çok üzülürdü. Ama yine kıramayıp onlara yardımcı olmaya devam ederdi.- Kütüphanenin, kütüphane haftalarında düzenlenen açılış kokteyl çok ünlüydü. Tüm protokol ve sivil toplum kuruluşları ile emekli meslektaşlarımız davet edilirdi. Davetimize başta vali bey olmak üzere tüm daire müdürleri ve sivil toplum örgütleri ile meslektaşlarımız katılırdı. Bu güzel günler anılarımızdan hiç silinmeyecektir.
Halk Kütüphanesinde göreve başladıktan sonra Türk Kütüphaneciler Derneği’ni tanıdım. Dernek, merkezi Ankara’da bulunan ve Kamu yarına çalışan dernekler statüsündeydi. Türk Kütüphaneciler Derneği Edirne şubesi de Edirne’de faaliyetlerini sürdürmekteydi. Dönemin il halk kütüphanesi müdiresi saygıdeğer büyüğüm Sayın Özlem Ağırgan’ın tavsiyesi ile yaklaşık bir yıl içinde dernek başkanlığına getirildim. O zaman derneğin genel başkanı değerli hocamız Sayın Prof.Dr.Necmeddin Sefercioğlu idi. Edirne şubesi başkanı olunca ilk işim Ankara’ya gitmek oldu. Genel Başkan ve yönetim kuruluyla tanışarak diğer şubelerin neler yaptığını, nasıl çalışmalar içinde olduğu ile ilgili bilgi alışverişinde bulundum. Derneğin şubeleri içinde en iyi çalışan şubenin Kütahya Şubesi olduğunu öğrendim. Amacım Edirne şubesini en iyi yerlere getirmekti. Yapmış olduğumuz çalışmalar Ankara’da ses getirmeye başlamıştı. Görevime başladığım günden bugüne gerçekleştirmeye çalıştığımız projelerle halkımıza kitap okuma alışkanlığı kazandırma ve geliştirme, halkımızı kültürel ve sosyal etkinliklerle buluşturma ve kent kültürümüzde kütüphane anlayışını kazandırmak amacıyla önemli çalışmalara imza attık. Yaptığımız çalışmalar ile 1995 yılında Türkiye’de internete bağlanan ilk halk kütüphanesi olduk. Açmış olduğumuz İngilizce dil kursları halkımız tarafından çok büyük ilgi gördü. “Bir Kitap Oku, Bir Tişört Kazan” kampanyası düzenleyerek yaz aylarında çocuk ve gençlerimiz ile ailelerini kütüphanemizde buluşturduk. Derneğimizce “Oluşum” adlı süreli yayınımızı 15 yıl aralıksız üç aylık süreler içinde yayınladık. Dergimize Kültür Bakanlığı tarafından 1.100 adet abone olunmuştu. Bakanlığın abone olduğu bu dergiler poşetlenerek kütüphanelere posta ile gönderiliyordu. Biz bu işi severek ve gönüllü karşılıksız yapıyorduk. Dergiyi ve yayın çalışmalarımızı kurmuş olduğumuz masa üstü yayıncılık sistemiyle yapıyorduk. Sayfa düzeni, tasarım ve aydınger çıktıları tarafımızdan yapılıyor baskıya gidiyordu. Her derginin çıkışı benim için ayrı bir heyecandı. Oluşum dergisi, birçok akademisyenimizin akademik araştırmalarını okurlarıyla buluşturmuştur. Ve en önemlisi Dernek yayınları altında 42 eseri ulusal kültür hayatımıza kazandırma başarısını gösterdik.
Edirne Halk Kütüphanesinin gelişmesinde değerli yönetici ve çalışma arkadaşlarımızla çok önemli katkılar sağladık. Talat Paşa Asfaltı üzerinde 28 Ekim 1968 yılında hizmete açılan Edirne Halk Kütüphanesi 15 Ocak 1994 tarihinde I. Murat Mahallesi’nde yeni açılan kütüphane binasında taşınmasıyla bu bina okuyucu hizmetlerine kapatılmıştı. Kapatılan bu kütüphanenin adı da Kırkpınar Halk Kütüphanesi olarak belirlenmişti. Bu şube kütüphanesini tekrar hizmete açmak için verdiğim çabayı burada belirtmek isterim. Böylesi bir bina boş kalmıştı. İçinde binlerce kaynak ve raflar vardı ama personel olmadığından kapalıydı. Kütüphanenin karşısındaki apartmanlarda oturanlar kütüphane bahçesini park olarak kullanıyordu. Kütüphane bahçesini park olarak kullanan araç sahipleri ile bir toplantı yaptım. Ben bu kütüphaneyi hizmete açmayı düşünüyorum. Ama paraya ihtiyacım var. Ben bahçe kapısına kilit takacağım. Eğer bu bahçeyi park olarak kullanmak istiyorsanız derneğe bağış makbuzu karşılı bağış yapacaksınız. Onlara bahçe kapısının anahtarını vereceğimi söyledim. Kendilerinden topladığım bu parayla da bu kütüphanenin açılması için gerekli personel ve diğer ihtiyaçları karşılayacağım bilgisini verdim. Bahçeye park eden tüm araçlar için bir dosya yaptım ve araçların ruhsatlarının fotokopilerini aldım. Her ay makbuz karşılığı araç sahiplerinden aylık kira parası almaya başladım. Öğretmenevinin kalorifercisi ile anlaşarak kütüphanenin kaloriferinin yakılmasını sağlayarak ısınma sorununu çözdüm. Bir kadrolu kütüphane personelini buraya kaydırarak ve dernekten de iki kişi istihdam ederek biz kütüphaneyi hizmete açtık. Yaptığımızın suç olduğunu da biliyordum. Ama elimi taşın altına koydum. Kültür Bakanlığının olağan teftişi için gelen müfettişlere de onların konu ile ilgili bilgisi olmamasına rağmen ben yaptığım işi belgelerini sunarak anlattım. Kesilen makbuzları ve harcanan belgeleri detaylarıyla izah ettim. Teftiş sonucu bana T.C. Kültür Bakanı tarafından “Takdirname” ile ödüllendirildiğim telefonu dönemin genel müdürü tarafından bildirildi ve daha sonra da belgem tarafıma ulaştı. Elimi taşın altına koymuştum ama binlerce öğrenci tekrar Ayşekadın Semtindeki kütüphanesine kavuşmuştu. Çok mutluydum çünkü artık çocuklar bu kapalı durumdaki kütüphaneden yararlanabileceklerdi. Karaağaç, Yıldırım, İmaret ve Kıyıktan gelen öğrencilerin Kooperatif evlerindeki kütüphaneye gitmeleri çok güçtü.
Meslek yaşantımın en güzel günlerini bu meslekte geçirdim. Birçok güzel anı biriktirdim. Trakya Üniversitesine 13.000 metrekare kapalı alanı olan bir üniversite kütüphanesini dönemin Rektörü Sayın Prof.Dr.Osman İnci ve Daire Başkanlarımız ile personelimizin emekleriyle kazandırma başarısını gösterdik. En büyük hayalim olan “Balkan Kütüphaneler Birliği”ni de dönemin Rektörü Sayın Prof.Dr.Enver Duran’ın desteğiyle kurulmasını sağladım.
Kütüphanecilik mesleği ile tanıştığım günden itibaren geçen 40 yıl içinde kentin tarihinde önemli izler bıraktım. Yayımlanmış 33 kitabım, 2 uluslararası, 1 ulusal sempozyumun “Sempozyum Başkanı” görevini, 10’u uluslararası olmak üzere ulusal ve uluslararası alanda düzenlenen sempozyum, kongre vb. bilimsel toplantılarda sunduğum 18 bildiri basılı ve dijital kaynaklarda yerini almıştır.
Meslek yaşamının 40 yılında Edirne’nin her bir semtine kütüphane kurulması için çaba harcadım ama bunu başaramadım. Şimdi yine halk kütüphanesi hizmetleri Kırkpınar Halk Kütüphanesinde yürütülmektedir. Halkımıza okuma alışkanlığı kazandırmak için hizmeti ayağına götürmeliyiz. İnşallah yeni modern bir kütüphane binasına kavuşacağımız günü bekliyoruz.
Kentin tarihinde birçok başarılara imza atmış Türk Kütüphaneciler Derneği Edirne Şubesi bugün nerelerdedir?
Tüm meslektaşlarımın 58. Kütüphane Haftasını Kutluyorum. Başarı çalışarak üretenlerindir.
www.enderbilar.com
Ender Bey sizin gibi mesleğine aşık, başarılı ve çalışkan, liyakat sahibi o*** insanları bulmanın veya öyle olupta gereken yerlerde bulundurulmayan insanların en çok olduğu şu günlerde kıymetinizin daha çok anlaşılacağını düşünüyorum. Bu bağlamda sizin ve sizin şahsınızda tüm kütüphanecilerimizin haftasını kutlar sağlık ve esenlikler dilerim.