Edirnelilerin Ratip Ağabeyi, öğrencilerin hocası, değerli büyüğümüz sevgili hocamız Dr. Ratip Kazancıgil’in 2020 yılı doğumunun 100’üncü, vefatının da 3’üncü yıldönümü. (12 Mayıs 1920-12 Ağustos 2017)
1950 yılının bir bahar günü (29.04.1950) Edirne’ye Trakya Sıtma Savaş Bölge Başkanı unvanı ile gelen Kazancıgil, Sağlık ve Sosyal Yardım Müdürü olarak görevini 1985 yılına kadar sürdürmüştür. Görev yaptığı memuriyet döneminde, Beden Terbiyesi Bölge Müdürü, Edirne İl Kültür ve Turizm Müdürü, Edirne Belediye Başkanı ve Edirne Vali Vekilliği gibi birçok görevleri de belirli süreler içinde vekâleten yürütmüştür. Sağlık müdürlüğünden emekli olduktan sonra da Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıp Tarihi ve Deontoloji Bölümünün kurucu başkanı ve öğretim üyesi olarak görev yaparak ülkemiz sağlık ailesine Atatürkçü, çağdaş gençleri kazandırmak, ettikleri Hipokrat Yeminlerini, yaşamları boyunca onurla uygulamaları için çaba harcamıştır. Derslerinde ve toplantılarında genç hekimlere “Hekimlik kutsal bir meslek değildir, hekimlik tanrısal bir meslektir. Sizler Tanrının en çok özenerek yarattığı varlığı iyi etmeğe çalışıyorsunuz. O yüzden sizler Tanrı çıraklarısınız.” diyerek seslenmiştir.
Bir bahar gününün esintisiyle Edirne ile buluşan Kazancıgil, kentin yeşilliğiyle bütünleşerek cadde ve sokaklarını taçlandıran tarih, kültür ve sanatsal eserlerini üç koldan saran Meriç, Arda ve Tunca Nehirlerinin maviliği üzerinde gerdan gibi süzülen köprülerinden etkilenmiş, adeta büyülenmiştir. Osmanlı İmparatorluğu’na başkentlik yapan bu kentin yaşamına renk katan, hayat veren insanlarının sıcaklığı, onun kent ile bütünleşmesini, görev yapacağı, son nefesini vereceği bu kente âşık olmasını sağlamıştır. Kendisi de zaten bir konferansında Edirne’yi şöyle anlatmaktadır. “Edirne’yi tanıyıp da sevmemek, sevip de âşık olmamak mümkün değildir. “Edirne Sevgisi”ni değişik ve alışılmamış bir yaklaşımla anlatmak istersek, insanı kendisine tiryaki eden bir şehirdir.” Kurulması ve gelişimine önemli katkılar sağladığı T.Ü. Sultan II. Bayezid Külliyesi Sağlık Müzesi, Edirne’yi Tanıtma ve Turizm Derneği ve Edirne Musiki Derneği gibi kültürel ve sosyal projeleri kentimizin turizm potansiyeline önemli katkılar sağlamıştır.
Kazancıgil, âşık olduğu ve kent insanıyla her zaman gurur duyduğu bu kente, sağlık, sosyal, kültür, spor ve sivil toplum örgütlerinde görev yaparak kentin yaşamında birçok izler bırakmıştır. 1950-1960 yılları arasında her bir köye sağlık hizmeti götürmek amacıyla imece usulü kurduğu sağlık ocağı ve evler hala bugün hizmet veriyorsa onun ve ekibinin çalışmalarıyla başarılmıştır. Edirne Belediyesi’ne ilk ambulansın onun belediye başkan vekili döneminde alınması önemlidir. Kentin tarihi, kültürel ve sanatsal değerlerini ortaya çıkarmak adına ulusal kültür hayatımıza kazandırdığı 32 eser, genç araştırmacılara ışık olmakta, kendisini ölümsüzleştirmektedir.
Hafız Rakım Ertür ile tanışması, kentin tarih ve tarihçileriyle buluşmasını sağlamıştır. Kentin şehir tarihine hizmet eden başta Abdurrahman Hibrî olmak üzere, Tosyavizâde Dr.Rıfat Osman, Ord.Prof.Dr.A.Süheyl Ünver ve Hafız Rakım Ertür’ü genç kuşaklara tanıtmak için çok çaba sarfetmiştir. Bu değerli şehir tarihçilerinin yapmış olduğu araştırmaları Latin alfabesine sadeleştirip çevirerek ulusal kültür hayatımıza kazandırmıştır.
Kazancıgil’i yakından tanıyanlar bilir ki, ürettiği bir projeyi tamamlamak için sabırla yol alır. Bu konu ile ilgili bizlere şöyle seslenirdi: “Başarmak istiyorsan eğer, sabır taşını çatlatacaksın ama sen çatlamayacaksın.”
Bundan 4 yıl önce birlikteliğimizde benden günlük gazete ve dergilerde yayınlanmış olan köşe yazılarını ve makalelerini toplamamı veya toplatmamı istemişti. Ben de kendisine, “Hocam, sağlığınızda tüm araştırmalarınızı bastırıp kültür hayatımıza kazandırdınız. Allah sizlere uzun ömür versin, vefat ettikten sonra bizlere yapacak işler bırakın. Biz mezar başucunuza gelip yaptığımız yeni çalışmaları sizlere getirelim.” Üstelenmiş olduğum bu görev, vermiş olduğum bu sözümü bugün gerçekleştirmiş olmanın mutluluğunu yaşıyorum. “Dr. Ratip Kazancıgil’in Kaleminden Edirne” başlıklı kitap kültür hayatımıza girdi. Benim 32’nci yayınım olan bu kitap da, hocamıza 100. Doğum günü hediyesi oldu. Hocamızın kaleme aldığı tüm köşe yazıları ve makaleleri toplanarak iki cilt halinde Hiperyayınevi tarafından kültür hayatımıza kazandırıldı. Yapmış olduğum bu çalışma ile hocamızın kaleme aldığı 109 makalesi iki ciltte 856 sayfaya taşındı. Birinci cilt, Edirne başlıklı 41 makale ve 408 sayfadan oluşurken, ikinci ciltte 68 makale ve 448 sayfadan oluşmaktadır. Kitabın kapak fotoğrafı Prof.Dr.Murat Çaloğlu’na ait olup Enver Şengül ve hocamızın fotoğraf arşiviyle kitap fotoğraflanmıştır. Kitabın çalışma ekibinde yer alan başta eşim Burçin Bilar olmak üzere tüm emekçilere çok teşekkür ediyorum.
Edirne ile ilgili yapılan bu çalışmaların okulların kütüphanelerinde yer alması en büyük dileğimdir. Kentimizin tarihi ve tarihçilerini tanımaları için bu gibi eserlerin kütüphanelere kazandırılması ve öğrencilerimiz ile buluşması önemlidir. Kitap internet ortamında hizmet veren tüm yayınevlerinden temin edilebilecektir.
Sevgili hocama vermiş olduğum bir sözümü, üstlendiğim bir görevi daha yerine getirmenin huzuru ve mutluluğu ile kendisine rahmet diliyorum. Mekânı cennet olsun. Hocamızın şu sözüyle yazımı bitiriyorum:
“Edirne için çok çalışın, Ne yapın, yapın, günümüz uygarlığını da Edirne’de canlandırın. Her karış toprağını, günümüz uygarlığı mührü ile mühürleyin.”
Saygılarımla