Edirne tarihi süreç de savaşlarla istilalara uğramış ve değişik toplumların egemenliğinde kalmıştır. Osmanlı İmparatorluğuna 92 yıl başkentlik yapan kent, yaklaşık 8.300 yıllık tarihinde toplumların yaşam merkezi olmuş dolayısıyla gelenek ve görenekleri, mimari yapıtları ile birlikte kültür-sanat eserleriyle günümüze kadar ulaşmıştır. Günümüze ulaşan bu eserler bir taraftan kentin cadde ve sokaklarını taçlandırırken diğer taraftan da farklı din, dil, ırk ve kültürlerden oluşan halkın yaşam biçimi ve kültürleriyle cami ve mescitleri, kiliseleri, mezarlıkları vd. kentin kültürel zenginliğini artırmıştır. Kentin bu zenginlikleri de, dönemler içinde şehir tarihçileri tarafından yapılan araştırmalarla gün ışığına çıkartılarak yazım dünyasına kazandırılmıştır.
Edirne tarihi ve kültürel zenginlikleriyle araştırmacılar için bulunmaz bir kaynaktır. Değerli bilim insanı, Edirne sevdalısı Ord.Prof.Dr.A.Süheyl Ünver’de bu zenginliği “Her şey biter, Edirne bitmez” sözüyle betimlemiştir.
Edirne’nin bitmeyen bu tarihi zenginliği birçok araştırmacıya konu olmuş ve olmaya da devam etmektedir. Edirne’nin eski belediye başkanlarından ve tarihçilerinden M.Şevket Dağdeviren’in ikinci kuşaktan, şehir tarihçisi Arif Dağdeviren’in torunu olan araştırmacı B. Cem Altınel, Edirne’nin dört bir köşesindeki gömüt alanlarında yer alan ve sanat değeri bulunan “Gömüt Taşlarını” yaklaşık 2,5 yıl süren bir araştırma sonucunda “Edirne’nin Gömüt Taşları” adıyla Türkçe ve İngilizce olarak yazım dünyasına kazandırmıştır.
B.Cem Altınel’in yazarlığını, Sayın Devrim Yaman’ın tasarımını yaptığı bu eser, 640 sayfadan oluşmaktadır. Eser bir hazine niteliğinde olup içeriğinde 15 ile 20. yüzyılları arasındaki gömüt taşlarının Edirne’deki örnekleri, kitabeleri, bezemelerinin genel özellikleri, süsleme motifleri, sembolleri ve taşlardaki yazı çeşitleri anlatılmaktadır. Maestro Reklamcılık tarafından yayımlanan bu eser, Edirne’nin çok kültürlü yaşamını örnekleyen iç içe yaşayan Türk, Yunan, Ermeni, Musevi, Bulgar ve Levanten gibi farklı etnik kökenlerden gelen kültürlerin Edirneli taş oyma sanatçıları tarafından gömüt taşlarına aktarılan bir dizi estetik imgeyi gün yüzüne çıkarmaktadır.
Kitabın içeriğini oluşturan bazı gömüt taşlarının son durumu Arif Dağdeviren’in arşivindeki görseller ile tarihçi Fazıl İsmail Ayanoğlu’nun 80 yıl önce hazırlamış olduğu ancak bugüne kadar basılamayan gömüt taşlarıyla karşılaştırılarak eserde yer almıştır. Bu örnek çalışma ile Edirne’deki gömüt taşlarının yaşam serüveni görselleriyle kitapta belgelenmiştir. Kitabın fotoğraf çalışmaları Sayın Nilgün Erman ile birlikte yürütülmüş olup sürdürülen çalışmalar ile 600 civarında taşın 2000’in üzerinde fotoğraf çekimi yapılmıştır. Gömüt taşları üzerindeki Osmanlıca kitabeler de Sayın Musa Öncel tarafından günümüz latin alfabesine aktarılmıştır.
Yazar, yaptığı araştırmanın bir envanter niteliğinde olmadığını, akademik bir yazı olma gibi bir iddiasının da bulunmadığını belirtse de eser, birçok araştırmacıya yol gösterici olacaktır.
B.Cem Altınel, daha önce de araştırmacı-yazar kimliğiyle “1863-1931 M. Şevket Dağdeviren ve Edirne’si” ile “Kuruluşunun 100. yılında Trakya Paşaeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Yöneticilerinin Yaşam Hikâyeleri” adlı eserleri Edirne Belediyesi yayınları altında yayımlayarak kültür hayatımıza kazandırmıştı.
Altınel, hazine niteliğindeki bu yeni eserini dedesi Arif Dağdeviren’e ithaf ederken, “Önsöz” başlığındaki yazısına şöyle başlamaktadır; “Tozlu fotoğraflar, rengi solmuş kartpostallar, dergiler ve kitaplar içinde Arif Dağdeviren’in torunu olarak Edirne’de büyümek kolay değil. Boşluğun, ferahlığın içinize yeşertmeye başladığı dinginlik yıllar sonra arınmış bir merak olarak karşınıza çıkıveriyor ve tanıklığını yaptığınız yüzlerce gömüt taşı fotoğrafının gizemini çözümlemek dürtüsü peşinizi bırakmıyor. Kolay değil…”
Evet, yaklaşık üç yıl süren bir çalışma sonunda bugün kitapevlerinin raflarında okuyucularıyla buluşacak olan bu eserin yazım dünyasına olan yolculuğu hiçte kolay olmamıştır. Yapılan sıkı çalışmalar neticesinde eser, UZMAR’ın desteğiyle kültür hayatımıza kazandırılmıştır.
Başta Edirneliler olmak üzere, gömüt imgeleri ile ilgilenenlere Edirne kentindeki imgelem varsıllığını, bunun değerini ve önemini anlatmayı amaçlayan böylesi değerli bir kitabı kentimizin ve dolayısıyla ülkemizin kültür hayatına kazandıran Sayın B. Cem Altınel’i tebrik ediyor, emeği geçenlere şükranlarımı sunuyorum.
Ender BİLAR
www.enderbilar.com